Koçlukta Yeni Paradigma: Desteklenmek mi, Dönüşmek mi?

8 min read
Koçlukta Yeni Paradigma: Desteklenmek mi, Dönüşmek mi?

Gerçek Değişim Neden Farkındalıkla Başlar?

Koçluk artık herkesin hayatına bir şekilde dokunuyor.
Fakat çoğu zaman bu kavramın neyi temsil ettiğini gerçekten sormuyoruz.
Birçok kişi için koçluk, motive edici bir sohbet ya da hedefe ulaşmanın modern yolu.
Oysa bu, yalnızca yüzeydir.

Koçluğun özünde iki farklı yaklaşım vardır:
Destekleyici koçluk, kişiyi mevcut durumunda güçlendirir;
dönüşümsel koçluk ise bilincin işleyişini değiştirir.

IMCP yaklaşımı, bu iki alanın kesişiminde yer alır.
Amaç yalnızca ilerlemek değil, farkındalığı derinleştirerek davranışın kaynağını dönüştürmektir.
Çünkü motivasyon geçicidir; enerjiyle başlar, yorgunlukla biter.
Farkındalık ise kök salar ve davranışı içeriden değiştirir.

Gerçek değişim, dış yönlendirmeyle değil;
kişinin kendi bilincini duymasıyla başlar.
Gerçek koçluk, seni motive etmez; bilincini fark ettirir.

Peki senin ihtiyacın olan ne:
desteklenmek mi, yoksa dönüşmek mi?

Destekleyici Koçluğun Kökeni ve Sınırları

Bugün “destekleyici koçluk” olarak bildiğimiz modelin kökleri 1980’li yıllara uzanır.
Bu dönem, kişisel gelişimin hızla ticarileştiği ve insan potansiyeli hareketinin güç kazandığı yıllardı.
Landmark, Lifespring ve EST gibi programlar, insanın “egosunu kırarak” dönüşeceğine inanıyordu.

Katılımcılar grup önünde yüzleştiriliyor, duygusal baskı altında bir “uyanış” yaşamaları hedefleniyordu.
Bazıları kısa vadede farkındalık kazandı;
ancak birçok insan için bu yöntem yeniden travma yaratmaktan öteye gitmedi.

Zamanla fark edildi ki:
insan bilinci korkuyla değil, güvenle değişir.
Kalıcı değişim baskıyla değil, açıklıkla; suçlulukla değil farkındalıkla gerçekleşir.
Bu farkındalık, kişisel gelişim dünyasında bir kırılma yarattı:
Yıkıcı yüzleşmelerin yerini, güvenli alan ve empatik dinleme anlayışı aldı.

Bu dönüşümün bilimsel karşılığı, William Miller ve Stephen Rollnick tarafından geliştirilen
Motivasyonel Görüşme (Motivational Interviewing) yöntemidir.
Amaç, kişiyi zorlamadan, kendi iç motivasyonunu fark etmesini sağlamaktır.
Ancak bu model, çoğu araştırmada “nötr terapötik faktör” olarak yer alır —
yani tek başına kalıcı bir değişim yaratmaz.
Kişi duygusal olarak rahatlar, ama bilişsel sistem yeniden yapılanmaz.

Zamanla bu anlayış, ICF (International Coaching Federation) standartlarının merkezine yerleşti.

 

Oysa insan yalnızca anlaşıldığında değil,
düşünmeyi yeniden öğrendiğinde değişir.

Neden Destekleyici Koçluk Çoğu Zaman İşe Yaramaz?

Destekleyici koçluk iyi niyetlidir, ancak çoğu zaman kalıcı bir dönüşüm yaratmaz.
Kişiyi dinler, motive eder, güvenli bir alan açar;
fakat bu alan zihinsel yeniden yapılanmayı başlatmaz.
Kişi duygusal olarak rahatlar, ancak davranışı yöneten sistem aynı kalır.
Zihin kendini yeniden üretir — yalnızca daha yumuşak bir tonda.

Peki neden?
IMCP perspektifine göre bunun dört temel nedeni vardır:

  1. Çünkü insanlar süreci değil, sonucu ister.

Koçluk sürecine giren çoğu insanın görünmeyen beklentisi şudur: “Bir şey değişsin.”
Fakat destekleyici modelde sonuç vaat etmek etik değildir; koç yalnızca eşlik eder.
Bu, bir eczaneye gidip “hapı nasıl yutacağını” öğrenmeye benzer.
Kişi süreci değil, rahatlamayı satın alır.
Sonuç görünmediğinde ise beyin dopamin döngüsünü keser — motivasyon düşer.
Kişi “denedim ama işe yaramadı” der, çünkü dönüşüm yerine farkındalıkla yetinmiştir.

  1. Çünkü etkisi ölçülemez.

Bir fitness koçuyla çalıştığında bedenin değişir; kas gelişimiyle ilerlemeyi görürsün.
Oysa destekleyici koçlukta değişim soyuttur.
Kişi “kendimi daha iyi hissediyorum” diyebilir,
ama zihinsel sistemin hangi düzeyde değiştiğini fark etmez.
Sonuç görünmeyince sorumluluğu kendine yükler:
“Yeterince çabalamadım.”
Farkındalık yerini suçluluğa bırakır; içsel enerji düşer.

  1. Çünkü zamanla bir lüks haline gelir.

Haftalık seanslar iyi hissettirebilir,
ama sistem yeniden yapılanmadıkça bu etki geçicidir.
Bir süre sonra kişi, koçluğu “kendine iyi gelme rutini”ne dönüştürür.
Oysa dönüşüm bir lüks değil, biyolojik bir ihtiyaçtır.
Acı, sistemin artık eski biçimde işlememeye başladığını gösterir.
Destekleyici koçluk bu sinyali duyar ama yeniden yapılanmayı başlatmaz.

  1. Çünkü hızlı sonuç beklentisiyle çakışır.

Modern insan hızla yaşar ve aynı hızda değişim bekler.
“Bir seansta fark edeyim, üçüncüde değişeyim” anlayışı yaygındır.
Oysa bilinç hızla değil, derinlikle değişir.
Bir spor salonuna gidip ilk gün kas yapmayı beklemek ne kadar gerçek dışıysa,
bir seansta kalıcı bilinç değişimi beklemek de o kadar yanlıştır.

Değişim, davranışı zorlamakla değil,
o davranışı üreten kimliği görmekle başlar.
Kişi kendi iç sistemini fark ettiğinde,
artık dışarıdan motivasyona ihtiyaç duymaz.
Motivasyon dışarıdan gelir; farkındalık içeriden doğar.
Bu yüzden destekleyici koçluk geçici bir itki yaratır,
ama dönüşümsel koçluk kalıcı bir yön duygusu kazandırır.

Dönüşümsel Koçluk Nedir ve Neden Fark Yaratır?

Dönüşümsel koçluk, klasik koçluktan temelde ayrılır.
Çünkü mesele hedefe ulaşmak değil — bilincin işleyişini yeniden düzenlemektir.
Klasik koç, kişiyi motive eder;
dönüşümsel koç ise zihnin nasıl çalıştığını öğretir.
Çünkü insan davranışını kalıcı biçimde dönüştüren şey motivasyon değil,
düşünce sisteminin yeniden yapılanmasıdır.

IMCP modeli, terapi ve koçluk arasında bilinç temelli bir köprü kurar.
Terapi, kişiyi –1’den 0’a taşır —
acıyla baş edebilen, işlevsel bir yaşam alanı oluşturur.
Dönüşümsel koçluk ise 0’dan 1’e taşır —
yaşamı anlamlı, yönlü ve bilinçli hale getirir.

Bu yaklaşımda koç, bir terapist gibi geçmişi çözümlemez;
kişinin “şimdi ve burada”sını öğretici biçimde yeniden düzenler.
Görevi, duygusal destek vermek değil;
kişiye düşüncelerini, duygularını ve farkındalığını yönetmeyi öğretmektir.
Yani dönüşümsel koç, bilinci eğiten bir öğretmendir.

Nörobilimsel olarak bu fark çok nettir:
Beyin, farkındalık yoluyla yeni sinaptik bağlantılar kurduğunda,
davranış kalıcı olarak değişir.
Kişi nedenini anladığı şeyi otomatik olarak farklı yapar —
çünkü artık sistemi farklı işlemektedir.

IMCP modelinde koç, danışanı bağımlı hale getirmez;
aksine kendi zihninin koçu olmasını sağlar.
Bu yüzden Misha Saidov’un sözleri, yaklaşımın özünü özetler:

“Koçluk her zaman kendi kendine koçluktur.
Ben sadece araçları veririm; onları nasıl kullanacağını sen öğrenirsin.”

Bu bakış açısı, koçluğu bir hizmetten çıkarır;
yaşam boyu süren bir ustalık yolculuğuna dönüştürür.

Dönüşümün Başlangıç Noktası: Gerçekle Yüzleşme

Her dönüşüm, bir gerçeği nihayet görmeye cesaret etmekle başlar.
Bir ilişki biter, bir işte sıkışır kalırsın,
ya da her sabah aynı hayatın ağırlığını hissedersin.
O an gelir — artık eskisi gibi devam etmek mümkün değildir.

Acı, sistemin “artık bu şekilde çalışmıyorum” diyen sesidir.
Çoğu insan acıdan kaçmak ister;
oysa o acı, bilincin seni yeni bir düzene çağıran rehberidir.

Dönüşümsel koçluk bu çağrıyı bastırmaz — dinler.
Destekleyici koçluk seni duygunla buluşturur;
dönüşümsel koçluk ise o duyguyu üreten düşünceyi görünür kılar.
Çünkü çoğu insan ne hissettiğini bilir,
ama neden böyle düşündüğünü bilmez.
Ve düşünce değişmedikçe, duygu aynı kalır.

Kişi kendini suçlamayı bırakıp sistemini gözlemlemeyi öğrendiğinde,.
Dirençle savaşmaz, direncin nedenini anlar.
değişim artık bir çaba değil, bilincin doğal ritmi haline gelir.

Sonuç: Dönüşüm, Kendine Dönmektir

Gerçek koçluk, seni motive etmez;
bilincini fark ettirir.
Çünkü insan kendi düşünme biçimini gördüğünde,
artık dışarıdan yönlendirmeye ihtiyaç duymaz.

Destekleyici koçluk iyi hissettirir;
dönüşümsel koçluk ise içsel dengeyi kalıcı kılar.
Biri seni sürdürür, diğeri seni yeniden kurar.
Biri konuşur, diğeri sustuğunda bile öğretir.

Bir gün gelir, artık motive edilmeye değil,
kendini duymaya ihtiyaç duyduğunu fark edersin.
İşte o an, dönüşümün başladığı andır.

Gerçek koçluk, seni o ana taşır:
Zihnini duymayı, duygularını anlamayı
ve hayatını içeriden yönlendirmeyi öğretir.
Bu noktadan sonra koçluk bir araç olmaktan çıkar —
yaşamın doğal dili haline gelir.

Sende kendini duymak ve farkındalıkla dönüşmek istiyorsan,
Misha Saidov’un Transformational Masterclass programında bu deneyimi yaşayabilirsin:
👉 Dönüşümsel Masterclass’a Katıl

https://programs.imcp.org/transformational_master-class?utm_source=website&utm_medium=blog&utm_campaign=article_32

More articles

Koçlukta Yeni Paradigma: Desteklenmek mi, Dönüşmek mi?
Düşünce Yapısı
10 min read
Duyguların Gücü: Hedeflerine Ulaşmanı Engelleyen Görünmez Sistem

Duygular sadece hisler değil, yaşamın navigasyon sistemidir. Bu yazıda, hedeflerine ulaşmanı engelleyen görünmez mekanizmayı ve duygusal uyumun gücünü keşfedeceksin.

Koçlukta Yeni Paradigma: Desteklenmek mi, Dönüşmek mi?
İlişkiler
10 min read
Uzun ve Mutlu Bir Hayat İçin Nasıl Bir Partner Seçmelisiniz?

Herkes uzun, huzurlu ve anlamlı bir ilişki kurmak ister. Yine de çoğumuz aynı döngüleri yaşar, aynı çatışmalara düşer, bazen de neden olmadığını tam anlayamadan vazgeçeriz. Peki gerçekten ne belirler bir ilişkinin ömrünü? “Doğru kişiyi bulmak” mı, yoksa “doğru bilinci geliştirmek” mi?

Koçlukta Yeni Paradigma: Desteklenmek mi, Dönüşmek mi?
Düşünce Yapısı
7 min read
Kariyer Değil, Bilinç: Türkiye’de Yeni Beceriler Çağı

Gerçek ilerleme çabayla mı, bilinçle mi olur? “Çalışıyorum ama ilerleyemiyorum.” Bu cümle artık bir dönemin simgesi. Tıkanıklık çoğu zaman dış dünyada değil, zihnimizin içinde başlar. Bu yazı, Türkiye’de değişen kariyer dinamiklerini ve farkındalık temelli gelişimin yeni çağını keşfetmek isteyenler için yazıldı.